Farklı Düşünmek

  Pek çok zaman fazla düşünmeden hayatımızı akışına bırakıyoruz.Öyle fazla düşünmeye gerek yoktur aslında , hepimizin en az çabayla otomatik tepki verdiğimiz durumlar vardır.Bunun için kiminin kısıtlı kiminin geniş bir bilgi ve deneyim dağarcığı olduğunu da fark ederiz , biliriz.Çoğu otomatik tepki ise -genellikle anı kurtarmak için- iş görür. Fakat sık olmasa da hayatta öylesine olaylarla , sorunlarla ve sorularla karşılaşırız ki bunlar şaşırtıcı , saçma , merak uyandırıcı hatta kimi zaman asap bozucu görünürler bize ; ancak hepsinin ortak bir yanı vardır. Sizi düşünmeye yönlendirirler. Belkide benim bakış açımdan kimi insanlar için düşünmeye itilmek hayatlarının monotonluktan sıyrıldığı , keyif aldıkları tek andır.

  Bana kalırsa bizler aslında düşünmeyi seviyoruz , nitelikler el verişli olduğunda heyecan verici buluyoruz.Bunun en güzel yanı ise farklı yorum , eleştiri kapılarını kendi beynimizin içinde tıklata bilmemiz olabilir. İlk bakışta zor gelen sorun veya sorularla koridorlar arasında koşturarak biraz mantık kırıntısı , bilgi birikimi , belki bir yudum da rahatlıkla başa çıkıp cevaplar bulabiliriz. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbirinin kesinlikle bir tek "doğru cevabı" yoktur! Her " şey " farklıdır ve farklı türden bir cevap gerektirir.

  De Bono, düşünce biçiminin tramvay hattında yol izlemekten farksız olduğunu , hayatta farklı düşünmemiz için bizi kışkırtacak bazı şeylere ihtiyacımız olduğunu söyler.Örneğin alelade bir kelimenin bize çağrıştırdığı farklı anlamlarla kendimizi başladığımız yerden çook uzakta bulabiliriz.

  Hayatımızın her döneminde hepimizin karşılaştığı ve daha niceleriyle karşılaşacağı bu sorunları yanıtlamanın tek yolu ve yöntemi bir an için zihne sünger çekip durup bekleyerek hızlıca bunların ne anlama geldiğini daha doğrusu "başka" ne anlamlara geldiklerini sorgulayarak düşünmektir..Bence tabii.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Belli ki bir ilah: Freddie Mercury

Resim
  Vay be..B ayağı oldu sizlerle görüşmeyeli sevgili okurlar.Bir sene muhtemelen hatta.Ben olsam kızardım bana lakin bakalım sizler ne durumdasınız.Yoğun bir sene olmasına rağmen yine kendimi hiç affedemeyeceğim birkaç vaziyet yüzünden neticesi hoş olmayan şeyler yaşadım.Umarım bu musibet çok hayırlı işlere vesile olmuştur da buradan yırtarız :) Neyse lafı uzatmaya gerek yok burası entelektüel bir blog olmak için açılmıştı efenim taktir edersiniz ki.Ben de istedim ki dönüşüm muhteşem olsun.Bir Freddie Mercury yad edelim hep beraber. Öncelikle yazıyı okurken bu müthiş vokalin önderliğindeki Queen'den benim kendilerine ait en sevdiğim şarkıyı dinlemenizi isterim.Umarım hoşça vakit geçirmeye,bilgilenmeye kaldığımız yerden devam edeceğiz.  Bu adamın sesini duymamış olmanıza ihtimal vermiyorum.Varlığından haberdar olmamış da olmazsınız.Hiç değilse küçükken ellerinizi sıraya iki kez vurmuş ve sonrada alkış ritminde kendinizi bulmuş sonrasında bağıra çağıra şu şarkıyı söylemiş ...
Devamı

Mutlu Musunuz?

Resim
   Mutlu olmak ; bir can , bir nefes verilen şu dünyadaki tüm insanların ortak olan tek çabasıdır.Herkes mutlu olmak ister  ; ama  mutluluğun tarifini vermek kolay mıdır?   Kimi zaman anlık zevklerin peşinde koşmaktan , kimi zaman ise kalıcı ve yer edici kişi ya da adını sizin koyabileceğiniz "şey" lerden ibarettir.Yani kelimenin tüm anlamlarının "kendini iyi hissetmek" olduğunu bildiğimiz bir kapının zilini çalmaktayız bu kez. Çünkü genel inancımız onun bizi asla bulamayacağı yönündedir.   Çoğu insan birçok zaman mutlu olduğunu nadiren belirtir.Ne kadar da tuhaf ve sorgulamaya açık bir durum (Bu benim tamamen gözlemlerime dayanmaktadır tabii.Ben mutluysam bunu dışa vururum ; fakat neden mutlu olduğumu herkese , belkide kimseye açıklamak zorunda değilim.). Sorgulanması gereken asıl durum ise " Ne kadar mutluyuz? " veya " Nereye kadar mutluyuz? " olmalıdır bence.   Sadece mutluluğa erişince artık bunun üzerine düşünmüyoruz.Sanırım,...
Devamı

Meraklılarına İki Güzide Adam: Johnny Depp & Tim Burton

Resim
Bugün buraya yazma nedenim sevgili okurlar iki adam.Birinin elmacık kemikleri diğerinin de gri hücreleri pek güzel.Evet,Johnny Depp ve Tim Burton'dan bahsediyorum. Öncelikle Johnny ile başlayalım söze isterseniz.Kendisi tabiri caizse tırnaklarını kazıyarak tüm bu üne şöhrete sahip oldu.Yılın en çok kazananı ünvanına yıllardır sahip devasa servetini büyüttükçe büyüten Hollywood ve tüm dünya sinemasında adını sıkça duyuran bir oyuncu.Aslında annesinin ona on iki yaşında hediye ettiği gitarla başlamış her şey.Depp on beş yaşına geldiğinde bir rock grubu kurmak amacıyla okulu bırakmıştır.Ünlü olmak istemiştir.Nitekim olmuştur ama bir rock grubunun solisti gitaristi olarak değil.Dünya çapında mimikleriyle kendisine hayran bırakan bir oyuncu olarak duyurmuştur adını. Yirmi yaşında evlendiği ilk karısı sayesinde Nicolas Cage ile tanışmıştır ve ilk oyunculuk deneyimini  Elm Sokağı Kabusu (bkz: A Nightmare on Elm Street )  ile beyaz perdeye taşımıştır. Gel gelelim yazımın diğer öne...
Devamı