Mutlu Musunuz?
Mutlu olmak ; bir can , bir nefes verilen şu dünyadaki tüm insanların ortak olan tek çabasıdır.Herkes mutlu olmak ister ; ama mutluluğun tarifini vermek kolay mıdır?
Kimi zaman anlık zevklerin peşinde koşmaktan , kimi zaman ise kalıcı ve yer edici kişi ya da adını sizin koyabileceğiniz "şey" lerden ibarettir.Yani kelimenin tüm anlamlarının "kendini iyi hissetmek" olduğunu bildiğimiz bir kapının zilini çalmaktayız bu kez. Çünkü genel inancımız onun bizi asla bulamayacağı yönündedir.
Çoğu insan birçok zaman mutlu olduğunu nadiren belirtir.Ne kadar da tuhaf ve sorgulamaya açık bir durum (Bu benim tamamen gözlemlerime dayanmaktadır tabii.Ben mutluysam bunu dışa vururum ; fakat neden mutlu olduğumu herkese , belkide kimseye açıklamak zorunda değilim.). Sorgulanması gereken asıl durum ise " Ne kadar mutluyuz? " veya " Nereye kadar mutluyuz? " olmalıdır bence.
Sadece mutluluğa erişince artık bunun üzerine düşünmüyoruz.Sanırım, uyuşup farkına varamamazlıkla aynı. Mutlu olduktan sonra zaman aralığı değişse bile belli bir müddet herhangi bir uğraşa gerek kalmıyor. Bunu da ben ; hazırcı ve tüketim çağını atlatamamış , olduğu yerde sayan , bu dönemi geçmek için çabalamayanların mutluluk arayışı bataklığına saplanıp kalan kısmı ile ilişkilendiriyorum.
Her nedense arayışımız yoğunlaşıp derinleştikçe ona erişmemiz de zorlaşıyor. Belki de bize çok yakın hemen şuracıkta ; fakat körleşiyoruz. Bu kadar yıpranmaya ne gerek var? Sadece kendimizi mutlu hissettiğimiz anların peşinde olmalıyız. Çünkü " buna değeriz ".
Bunca güzel şeyin çevresinde pervane olup uğraş çabalarımız dahilinde mutluluğun her zaman neden yakalanmayacağının bilincinde olursak en azından mutsuz olmayız. Bunun " benim için " nedeni ise şudur: Tüketim topluluğunun var ettiği maddi zevklerle 'gerçek mutluluk' yakalanamaz.Ancak bende çoğu zaman , birçoğunuz gibi bu zevklerimin esiri,tutkulu kölesiyim.
Kimi zaman anlık zevklerin peşinde koşmaktan , kimi zaman ise kalıcı ve yer edici kişi ya da adını sizin koyabileceğiniz "şey" lerden ibarettir.Yani kelimenin tüm anlamlarının "kendini iyi hissetmek" olduğunu bildiğimiz bir kapının zilini çalmaktayız bu kez. Çünkü genel inancımız onun bizi asla bulamayacağı yönündedir.

Sadece mutluluğa erişince artık bunun üzerine düşünmüyoruz.Sanırım, uyuşup farkına varamamazlıkla aynı. Mutlu olduktan sonra zaman aralığı değişse bile belli bir müddet herhangi bir uğraşa gerek kalmıyor. Bunu da ben ; hazırcı ve tüketim çağını atlatamamış , olduğu yerde sayan , bu dönemi geçmek için çabalamayanların mutluluk arayışı bataklığına saplanıp kalan kısmı ile ilişkilendiriyorum.
Her nedense arayışımız yoğunlaşıp derinleştikçe ona erişmemiz de zorlaşıyor. Belki de bize çok yakın hemen şuracıkta ; fakat körleşiyoruz. Bu kadar yıpranmaya ne gerek var? Sadece kendimizi mutlu hissettiğimiz anların peşinde olmalıyız. Çünkü " buna değeriz ".
Bunca güzel şeyin çevresinde pervane olup uğraş çabalarımız dahilinde mutluluğun her zaman neden yakalanmayacağının bilincinde olursak en azından mutsuz olmayız. Bunun " benim için " nedeni ise şudur: Tüketim topluluğunun var ettiği maddi zevklerle 'gerçek mutluluk' yakalanamaz.Ancak bende çoğu zaman , birçoğunuz gibi bu zevklerimin esiri,tutkulu kölesiyim.
Yorumlar
Yorum Gönder